Yrd.Doç.Dr. Arif Ali ARİFa
aKulliyetu Meârifu’l-Vahyi ve’t-Turâs, Uluslararası İslâm Üniversitesi, Malezya
Fıkıh kültürümüz ve çağın gerçeği açısından kadının yargı makamına atanması fukahânın çoğunluğu, kadının aklının ve dininin noksan olduğu şeklindeki hadîslere dayanarak, onun ceza davalarındaki şahitliğini kabul etmemişlerdir. Fukahâ yargı/hâkimlik meselesini şahitliğe kıyas ederek, kadının yargı makamına atanmasını da, yani hâkim ve dava vekili olmasını ya hiç caiz görmemişlerdir ya da önemli sınırlandırmalar getirmişlerdir. İşte yazar bu makalesinde; a) fukahânın ilgili hadislere dayanarak bu sonuca varmasının ne derece isabetli olduğunu tartışmakta, b) hadislerde kadına izafe edilen noksanlıkların, onun aldığı eğitim ve sosyal hayattaki konumu açısından günümüz kadını için artık büyük oranda söz konusu olmadığını savunmakta, kendi argümanları doğrultusunda farklı sonuçlara varmaktadır.
Woman as a Judge Between the Fiqh Legacy and Present-day Society Scholars of jurisprudence have not accepted women’s witnessing in punitive courts drawing on the prophetic traditions that they fall short of religious and intellectual maturity. These scholars have either thought unlawful for women tobe judges or vicars in juridiciary positions or imposed some serious restrictions after due comparisons and considerations have been made. Therefore the author in his manuscript brings under discussion this conviction of scholars of jurisprudence based on the so called frailties pointed out in the hadith and questions the validity of such conviction and contends that the educational and the social status under which women were evaluated in the prophetic tradition no longer existed in our modern times and comes to different convictions based on his arguments.