Ramazan ALTINTAŞa
aKelam AD, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Konya
Batı’da XVII. Yüzyıl bilim dallarında yöntem tartışmalarının yapıldığı bir dönem oldu. Bununla birlikte uzmanlık alanlarına göre her ilim dalı kendi içinde alt ilimlere ayrıldı. Hem yöntem ve hem de çeşitlendirilme bakımından dinî ilimler de aynı serencamı yaşadı. Örneğin, mütekaddimûn/önceki dönemlerde Kelam ilmi denildiğinde tek bir ilim dalı akla geliyordu. Ama XX. Yüzyılın başından itibaren Kelam ilmi de kendi içinde: Sistematik Kelam, Çağdaş Kelam, Kelam Tarihi, Sistematik Kelam Problemleri, Klasik Kelam Problemleri, Kelam Okulları, Kelam Felsefeleri, Süreç Kelamı vb. gibi alt ilimlere ayrıldı. Aynı durum diğer İslami ilimler için de geçerlidir. Burada Kelam ilmi açısından tarihi bir eksiklikten bahsedilebilir. Fıkıh, Tefsir ve Hadis ilimlerinde olduğu gibi Kelam ilminin müstakil bir usulü yoktur. Kelam ilminde metot, tatbikattan ayırt edilemeyecek kadar iç içe girmiştir. Kelam bilginlerinin metot alanında yaptıkları şey, kelam kaynaklarının mukaddimesinde usulle ilgili konuları “nazarın gerekliliği” başlığı altında toplanmıştır. Bugün zor olmasına rağmen yapılması gereken bir Kelam Usûlü kitabının yazılmasıdır. İşte “geçmişte ve günümüzde bir kelam yöntemimiz var mıdır?” başlıklı bu makalemizde yazılacak bir usul kitabında hangi konuların yer alacağına dair öneriler yer alacaktır.
In the West, seventeenth century was a century of discussions on method. In addition, each and every science was subdivided into various branches. Religious sciences were also affected by these changes regarding method and diversification. In preceding centuries only kalām (theology) only referred to one science. However, by the beginning of twentieth century it was also subdivided into various sciences including systematic theology, contemporary theology, problems of systematic theology, classical problems of theology, theological schools, philosophical theology, process theology. This branching out is also true of other Islamic sciences. Unlike fiqh, tafsīr, and hadīth, kalām does not have a special methodology (usūl). For the science of kalām, methods and practices are intertwined. Kalām specialists included a section in the beginning of theological sources under the topic of “the necessity of ratiocination.” The foremost task today is to write a book on usūl al-kalām (principles of theology). This article provides a blueprint for such a book by pointing out the kind of issues it should cover.