İbn Sînâcı İlahî İnâyete Kötülük Problemi Çerçevesinde Eleştirel Bir Yaklaşım / A Critical Approach to Avicennian Divine Providence in the Frame of Theodicy
Cilt/Sayı
2020 31. cilt - 3. sayı
Yazar
Abdülvahit ÖZ
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, İslam Felsefesi ABD, Ankara, TÜRKİYE
Öz
İbn Sînâ tarafından öne sürülen ilahî inâyet ve ilahî adaletin Neoplatonik izahı, kendisinden
sonraki felsefi ve dini düşünceler üzerinde büyük bir etki oluşturmuştur. Ona göre inâyet, Tanrı’nın
her şeyi mutlak bilgisine uygun olarak yaratması, yarattıklarının varlığını sürdürmesi ve
mümkün en mükemmel iyilik düzenini var etmesidir. İbn Sînâ, kendi kozmolojisine entegre ettiği
ilahî inâyet teorisini desteklemek üzere iyiliğin baskın, kötülüğün ise inâyetin genişliği içerisinde
nadir ve seyrek olduğu iyimser bir teodise tezini savunarak evrendeki kötülüğün varlığını en düşük
seviyeye indirgemeyi amaçlar. O, bütün mümkün varlıkların fail sebebi olan Tanrı’nın kazası
dışında hiçbir şeyin ortaya çıkmadığını ve varlığa çıkardığı evrenin mümkün en mükemmel evren
olduğunu açıkça ifade etmektedir. Evrende bilfiil müşahede edilen kötülüğün İlahî inâyetle bağdaşmadığının farkında olan İbn Sînâ, etkinin kötüyü uzaklaştırdığı bir inâyet anlayışı geliştirerek
kötülüğün iki türünü birbirinden ayırt eder: Bizzât kötülük (eş-şerr biẕ-ẕât) ve bilârâz kötülük (eşşerr
bi’l-ʿaraż). Ona göre kötülüğün özü yokluktur ve evrende bilfiil gözlemlenen kötülükler yalnızca
arızî olarak meydana gelmektedir. Bu bakımdan içerisinde yaşadığımız mümkün en mükemmel
evren bizatihi kötülüklerden hâlîdir. Bu makalede İbn Sînâ’nın eş-Şifâʾ ve el-İşârât’ta ele
aldığı inâyet kavramının anlamları ve bu kavramın bağlantılı olduğu iyilik ve kötülüğün ontolojik
temelleri incelenecektir. Bununla birlikte inâyetin, İbn Sînâ felsefesinin bütününü özetleyen bir
kavram olduğu da ortaya konulacaktır.
Anahtar Kelimeler
İbn Sînâ; inâyet; İslâm felsefesi; teodise; el-İşârât; sudûr
Abstract
The Neoplatonic explanation of divine providence and theodicy suggested by Avicenna
has had a significant effect on following philosophical and religious thoughts. According to
him, divine providence is the God's creation of everything with its absolute knowledge, existence
of its creations and maintaining the most perfect order of goodness possible. He makes it clear
that nothing comes to be but the determination (qaḍāʾ) of God as the ultimate efficient cause of
all possible existents, and the cosmos He brings into being is the best one. Being aware that the
evil observed actually in the cosmos is incompatible with divine providence, Avicenna distinguishes
the two types of evil by developing a understanding of providence that the effect removes
evil: Evil per se (al-šarr bi al-ḏāt) and accidental evil (al-šarr bi al-ʿaraḍ). According to him, evil
has no essence and the evil doings observed in the universe take place incidentally. In a sense,
most perfect the world possible that we live in is per se devoid of evil. In this article, meanings of
divine providence concept addressed in Avicenna’s al-Išārāt and al-Šifāʾ, and the ontological basis
of good and evil related to such concept will be examined. Furthermore, it will be demonstrated
that divine providence is a concept that summarizes Avicenna's philosophy as a whole.
Keywords
Avicenna; providence; Islamic philosophy; theodicy; al-Išārāt; emanetion