Şaban Ali DÜZGÜNa
aKelam AD, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Ankara
Fıtrat terimi Kur’an’da, içten ya da dıştan gelen her türlü ayartmaya karşı insana direnç sağlayan bir yeti olarak sunulmaktadır. Fıtrat kelimesiyle aynı anlama gelen birçok terim kullanılmaktadır: Aristoteles’in dunamis’I de dahil olmak üzere yetenek, kabiliyet, doğurganlık, potansiyel, eğilim bunlardan birkaçıdır. En genel anlamıyla fıtrat ile insanın doğası kastedilmektedir. Metnimizde fıtrat terimi, insanın doğası anlamında kullanılmaktadır. Fıtrat, kişinin şu ya da bu şekilde davranmasını sağlayan özel karakteridir. Fıtrat önce epistemik ikinci olarak da ontik bir koddur. İnsan davranışlarının bozulup bozulmadığını bu kod üzerinden sürekli kontrol etme imkânına sahiptir. Allah’ın insanları hanif olmaya çağrısı, bu fıtratı bozan her türlü ayarmaya ve temel insan doğasından sapmaya karşı bir direniş çağrısıdır. Bu bağlamda fıtrat, insan doğası söz konusu olduğunda kendisinden daha mükemmeli düşünülemeyen temel kod ve özdür. Bütün yaşam kriterlerinin kendisine göre kontrol edileceği ana kriterdir. Fıtrat bağlamında işin özü şudur: Kur’an’ın fıtrat vurgusu, insan yaşamı için norm kaynağı durumunda ne varsa, bunların tamamı insanî normlar olmak durumundadır. İnsanîlik (ismetu’l-âdemiyye), bütün normların üzerindeki en temel normdur ve fıtrat bunun adından başka bir şey değildir.?
The term fitra or human disposition in the Qur’an is a resistance point in human kind against every sort of internal and external enticement. Many terms have been used to replace it: ‘dunamis’ (Aristotle's term), ‘ability’,‘ potency’, ‘capability’, ‘tendency’, ‘potentiality’, ‘proclivity’, ‘capacity’, and so forth. In a very general sense, they mean disposition, or otherwise something close by. To avoid confusion, however, we will stick to the term fitra to mean ‘disposition’ and ‘human nature’. Fıtra is a particular type of character which makes someone likely to behave or react in a certain way. It is first an existential and then an epistemic code according to which one can inspect whether his life settings are deteriorated. God’s invitation to become hanîf is but an invitation to resist all deviations and deadweights inflicted on human fitra. In this context fitra is maximally great—so perfect and splendid that nothing greater is conceivable than it. It is the criterion according to which other criteria of life should be evaluated and checked. The sum and the substance of the matter is that Qur’an’s emphasis on the fitra is not but a call to create humane norms that help us to understand and interpret all other sources that create norms for human life.