Mohammad Nejatullah SIDDIQI *Çev.: Talip ÖZDEŞ**
* İslam Ekonomisi Araştırma Merkezi, Cidde-Suudi Arabistan
Doç.Dr., Cumhuriyet Ü. İlahiyat Fakültesi
İslam açısından günümüzün ekonomi problemlerinin çözümünde Müslüman aydınlar arasında birbirinden farklı yaklaşımlar ve farklı vizyonlar mevcuttur. Bu yaklaşımlar aynı zamanda kendi içlerinde gerilimleri de taşımaktadır. Bu yönelimlerden bir kısmı büyük ölçüde devlet müdahalesine dayanan genel yönetim tarzını öne çıkarırken, diğerleri özelleştirmeye, bireysel insiyatif ve teşebbüs üzerine dayanmaktadır. Yine bir kısım Müslüman entelektüeller modern çağın meydan okumalarını büyük ölçüde Kur'an ve Sünnetten elde edilen asli prensipler üzerine kurulu yeni içtihatlarla karşılamayı tercih ederlerken, diğer bazıları çözümü, ulemanın rehberliğine ve fetvasına sığınarak klasik fıkıh içerisinde aramaktadırlar. İdealist veya realist eğilimlerin varlığı söz konusudur. Bütün bu gerilimleri rahatlatacak ve açıklıkları kapatacak bir yol var mı? Bütün bu birbirinden farklı eğilimler arasında bir uzlaşma noktası sağlayabilir miyiz, ve Batı sendromunun üstesinden nasıl gelebiliriz? Bu soruların cevabı ve mevcut yapıların transformasyonu için, bazı önemli yol gösterici ilkeler sunulmuştur.
There are some approaches and tendencies different from each other and diversity of visions among Muslim schoiars for solving today's economic problems from the angle of islam. These approaches are also carrying some tensions inside themselves. While some approaches are givirig preference to the public management largely through state intervention, the others are preferring privatization and reliance on individual initiative and enterprise. While some are preferring to meet modem challenges through fresh ijtihad largely based on the first principles derived from the Qur'an and Sunnah, the others are searehing for solutions in classical fıqh seeking the guidance and fatwa from ulema. There are idealist or realist approaches. Is there a way to ease ali these tensions and to bridge the gaps? Is it possible to reach a point of compromise between those diverse tendencies, and how can we overeome the syndrom of the West? For ansvvering these questions and transformation of the present struetures, some important guidelines are presented.