Ribâtlardan Hisarlara, Müslüman Askeri Mimarisinde Fâtımîler Dönemi Dönüşümü / From the Ribats to the Fortresses, the Fāṭimid Period of Transition in Muslim Military Architecture
Cilt/Sayı
2020 31. cilt - 3. sayı
Yazar
Stéphane PRADINES
Aga Khan University's Institute for the Study of Muslim Civilisations, London, İNGİLTERE
Öz
Bu çalışma, 9. yüzyıldan 11. yüzyılın başlarına kadar Ağlebî, Fâtımî ve İspanyol Emevîleri
askerî mimarisinin kökenine ve aralarındaki benzerliklere odaklanmaktadır. Erken dönem İslâmî
surların genel karakteristik özelliği, yapımında küçük kare kontrforların ya da birbirlerine yakın
inşa edilen payandaların kullanılmasıdır ki bunlar Kuzey Afrika'da Geç Antik Çağ'da kullanılanlara
çok benzer olarak bir savunma hattı oluşturmuşlardır. İfrikiye’de tahakküm kuran Ağlebî,
Fâtımî ve Emevîlerin askeri mimarilerinin kökenini ve aralarındaki benzerlikleri açıklamaya çalışacağız.
Bu gözlemler bizi başka sorulara yönlendirmektedir; bilimsel literatürde Mısır askeri mimarisini
Tunus ribatlarından ayıran şey nedir? Seleflerimiz ribât ve muratibun kelimelerinin sıklıkla
ortaya çıktığı tarihi kaynakları Ağlebî ribâtları olarak yorumlamışlardır. Araştırmacılar, dindışı
işlevine bakmak yerine ilk önce dini manasına odaklanmışlardır. Garnizon kalelerinin dışında
bu yapılar seyyahlar, tüccarlar ve hacılar için durak ve mola noktaları olarak hizmet etmiştir.
İran’da kervansaraylara ve hanlara ribât denmekteydi. Bunlar müstahkem mevkilerden izole
edilmiş karavanlar için sapa yerdeydiler. Orta Asya’da İpek yolu üzerinde bulunan şehirlere de
ribât denmekteydi. Oysa Tunus ribâtları, liman şehirlerini ve kıyılarını korumak için kullanılan
kale ve kervansaraylardır.
Anahtar Kelimeler
Tahkimat, Ribât, Fâtımîler, Ağlebîler, Emevîler
Abstract
This article focuses on the origins and the similarities between the Aghlabid, Fāṭimid
and Spanish Umayyad military architectures from the 9th to the early 11th century. The main
characteristic of these early Islamic fortifications was the use of small square counterforts or plain
buttresses towers built close together and forming a line of defence very similar to those used during
the late Antiquity in North Africa. We will try to explain the origins and the similarities between
the Aghlabid, Fāṭimid and Umayyad military architectures in Ifriqiyya. These observations
lead us to other questions; what differentiates the Egyptian military architecture from the Tunisian
ribats in the scholarly literature? Our predecessors have interpreted the Aghlabid ribat according
to the historical sources, where the words "ribat and murabitun" frequently appeared. Researchers
first focused on the religious meaning instead of looking at the secular function. Other
than the role of garrison forts, these buildings served as stations and stopover points for travelers,
merchants and pilgrims. In Persia, the caravanserais or khans were also called ribats. They were
fortified stopovers for caravans isolated in remote areas. In Central Asia, the cities on the Silk
Road were called ribats. In fact, the Tunisians ribats were simply forts and caravanserais used to
protect the port cities and the coast.
Keywords
Fortification; Ribat; Fatimid; Aghlabid; Umayyad