Şifâî Mehmed Dede’nin el-Kasîdetu’l-hamriyye Şerhi / Shafi'i al-Mawlawi’s Commentary of al-Qasidatul-khamriyya
Cilt/Sayı
2020 31. cilt - 3. sayı
Yazar
Halim YARa, Hadi Ensar CEYLANb
aŞırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü, Türk-İslam Edebiyatı ABD, Şırnak, TÜRKİYE
bAnkara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü, İslam Hukuku ABD, Ankara, TÜRKİYE
Öz
Şarap, Araplarda Câhiliye döneminden başlayarak şiirlere konu olmuştur. Şarap hakkında yazılan
şiirler, sonrasında hamriyye denilen bir tür ortaya çıkarmıştır. Bu şiirlerin yazımı İslâmiyet’in
içki yasağı sonrasında azalmış, Emevîler ve devamında Abbâsîler döneminde eğlence hayatının
canlanmasıyla artmaya başlamıştır. Sonraları sâkînâme denilen bir türe tema ve tiplerini
sunan bu şiirin ilk temsilcileri arasında Muallaka şâirleri de yer almaktadır. Şarap, şiirlerde hem
gerçek sahnelerle hem de istiâre olarak işlenmiştir. Mutasavvıflar, şarabı istiârî olarak Allah aşkını
ifade etmek için kullanmıştır. Bunlardan bir tanesi de ünü İbnu’l-Arabî (ö. 638/1240) ile birlikte
anılacak kadar yaygın olan Ömer ibnu’l-Fârız’dır (ö. 632/1235). O 13. yüzyılda, hayatının çoğunu
Mısır’da yaşamış mutasavvıflardandır. İbnu’l-Fârız’ın tek eseri divanıdır. Divanı içerisinde el-
Kasîdetu’t-tâiyye ve el-Kasîdetu’l-mîmiyye onun önemli eserlerindendir. Arap, Fars ve Türk mutasavvıflar
onun bu şiirlerini şerh etmişlerdir. el-Kasîdetu’l-mîmiyye onun ikinci önemli şiiridir.
Eserde şarap alegorik olarak işlenmekte, şarap talibin Allah aşkını karşılamıştır. Türkçede bu kaside
ile ilgili bilebildiğimiz dokuz tane şerh bulunmaktadır. Bu şerhlerden birisi de 17. yüzyılda
yaşamış; ilmiye sınıfından ve Mevlevî şeyhlerinden olan Şifâî Mehmed Dede’ye (1082/1671-72)
ait, Hediyyetu’r-rahme’dir. Eser hakkında şimdiye kadar herhangi bir akademik çalışma yapılmamıştır.
Biz bu makalede, kasidenin konusu olan şaraba kısaca değineceğiz. Şâir İbnu’l-Fârız ve
şarih Şifâî Mehmed Dede hakkında bilgi vereceğiz. Hediyyetu’r-rahme’nin içeriğini yorumlayacak,
küçük bir sözlük ile birlikte transkripsiyonlu çalışmasını sunacağız.
Anahtar Kelimeler
Türk-İslam Edebiyatı; Şifâî Mehmed Dede; İbnu’l-Fârız; Hamriyye; şarap
Abstract
Wine has been the subject of poems in Arabs starting from the Age of Djāhiliyya. Poems
written about wine, later became a type called khamriyya. The writing of these poems decreased
after the prohibition of Islam. It started to increase with the revival of the entertainment
life during the Umayyad period and later the Abbasids. Among the first representatives of this
poem, which presented themes and types to a genre called saqinama, the Muallaqat poets are also
included. Wine has been used at poetry both in real scenes and in a representational way. Sufis
used wine to express love of God in an metaphor. One of them is Ibn al-Farid (d. 632/1235),
whose fame is so common to be mentioned with Ibn Arabi (d. 638/1240). He is one of the Sufis
who lived most of her life in Egypt in the 13th century. The only work of Ibn al-Farid is Diwan.
al-Qasidetu't-taiyya and al-Qasidetu'l-mimiyye/al-Qasidetu'l-khamriyya are among his important
works. Arab, Persian and Turkish sufis have written commentaries on his poems. al-Qasidetu'lkhamriyya
is his second important poem. Wine is used allegorically in the work. Wine is divine
love in this poem. We know that there are nine commentaries about this qasida in Turkish. One
of these commentators lived in the 17th century; Shifa'i el-Mawlawi (d. 1082/1671-72). He is one
of the scholars and Mawlawi sheikhs. The name of commentary is Hadiyyatu’r-rahma. There has
not been any academic study on this commentary so far. In this article, we will briefly touch upon
the wine that is the subject of qasida. We will give information about poet Ibnal-Farıd and
commentator Shifa'i el-Mawlawi. We will interpret the content of Hadiyyatu'r-rahma. We will
present the transcription work with a small dictionary.
Keywords
Turkish Islamic Literature; Shifa'i el-Mawlawi; Ibn al-Farid; Khamriyya; wine